20 Ocak 2018 Cumartesi

Kürt Bilginlerin Yazdıkları Bazı Eserlerin Tanıtımı 1

Kürt Bilginlerin Geliştirdikleri Arap Alfabesi ve Bu Alfabe ile Yazılan Bazı Eserlerin Tanıtımı

       Kürtlerin, tarihte en çok kullandıkları Alfabe Arap alfabesidir. Ancak 1932 yılından itibaren yüzlerce Kürt yazarı Latin alfabesini kullanmaya başlamıştır. Eski Rusya Federasyonuna bağlı ve şu anda bağımsız olan ülkelerde ise Kiril veya Latince alfabesi kullanılmaktadır. Klasik Divan’larımızın büyük kısmı Arap alfabesi ile yazılmıştır.

1. Baba Tahirê ‘Uryan Divanı (1010- 1055): 


Dubeytî ismindeki Divanı mevcuttur. Bu eseri, Sabah Kara tercüme etmiş ve yayına hazırlamıştır.
Eserin üçüncü baskısı, Nûbihar Yayınevi tarafından 2012 tarihinde İstanbul’da yapılmıştır. Be eser, toplam 208 sayfadır.



2. Molla Ahmed-i Cızirî (Melayê Cızîrî) (1567-1640):



 Sufi olan Ahmed Cızirî ismini memleketi olan Cizre’den almaktadır; nitekim yıllarca Cizre’deki Medrese ‘de (Medreseya Sor) ders vermiştir. Divanı, Klasik Kürt edebiyatının şaheseri olarak kabul edilmektedir. Bu Divan aynı zamanda derli toplu olarak yazılan ve günümüze kadar gelebilen ilk Kürtçe divan olarak bilinmektedir. Ahmed-i Cızirî Divan’ında tasavvuf, usul, fıkıh, tefsir, hadis, sarf, nahiv, mantık, estetik, felsefe, belagat. Matematik, astronomi, kozmoloji, tarih, fizik, metafizik vs. ilimlere yer vermiştir. Kur’ân ve sünnet anlayışına sahip olan Molla Ahmed el-Botî el-Cızirî, divanının çeşitli yerlerinde zaman zaman ayetlerden aldığı kelimelere ve bazen de ayetlerin manalarına yer vermiştir. Onun divanı, Kur’an’dan alınan ilham ile yazılmıştır. Şair, kendisinden sonra Kürtçe yazan tüm şairleri etkilemiş ve şiirlerine onlarca tahmis yazılmıştır. Çünkü aşkın şairi
olarak olan Cızîrî’nin Dîvana Melayê Cızîrî, adlı eseri bugün hâlâ okunmaktadır. Bu eser, yüzden fazla şiir, birkaç tane de rubai barındırmaktadır.3 Birkaç bilim adamı bu Divan, üzerinde çalışmıştır. Bunların başında aşağıda da aktardığımız isimler gelmektedir.
a. Osman Tunç bu Divan’ı Türkçeye çevirmiş olup bu çevirisi toplam 528 sayfadır. Bu Divanın, dördüncü baskısı Nûbihar yayınevi tarafından İstanbul’da 2011 tarihinde basılmıştır.
b. Abdulbaki Turan, bu Divanı şerh ve tercüme etmiştir. Bu zat, önce Divan’ın aslında geçen beyitleri Arap alfabesi ile vermiştir. Sonra bu beyitleri Latin alfabesine çevirmiştir. Daha sonra beyitleri Türkçeye çevirmiş ve son olarak da beyitlerle ilgili kapsamlı açıklamalar yapmıştır. Bu şerh, 2010 yılında Nûbihar yayınları tarafından İstanbul’da basılmıştır. Şerh, toplam 800 sayfadan ibarettir.
c. Mela Ehmedê Zivingî, (1893-1971) Şerha Dîvana Melayê Cizirî. Bu zat, Şerhinin birinci cildinde Divan’ın muhtevası hakkında uzun açıklamalar yapmıştır. (I,1-84). Daha sonra önce Divan’da geçen beyitleri Arap alfabesi ile vermiş daha sonra Latin alfabesi ile aynı beyitleri yazmıştır. Daha sonra bu beyitleri çok detaylı bir şekilde açıklamış, ayrıca her sayfanın kenarında beyitlerde geçen ve anlaşılmayan kelimeleri bugünün Kürtçesi ile açıklamaya çalışmıştır. Bu eser üç cilttir. İlk iki cildi Molla Ahmed Cızîrî’nin Divan’ının şerhidir. Üçüncü cildi ise Divan’ın aslıdır. Şarih bu ciltte, bir sayfada Divanı Arap alfabesiyle diğer sayfada ise şiirleri latinize etmiştir. Birinci cildi 616 sayfa, ikinci cildi 580, üçüncü cildi ise 232 sayfadır. Bu şerh, 2013 tarihinde Diyarbakır’da Avesta yayınevi
tarafından basılmıştır. d. Arif Zêrevan, Melayê Cizirê’nin Divanı üzerinde çalışmış, Divan’ı latinize
etmiştir. Eser, 2004 yılında Nefel yayınevi tarafından Dijital baskısı ile birlikte basılmış olup, toplam 301 sayfadan ibarettir.
e. Mella Ahmedê Cizirî’nin Divanı, Zeynelabidin Kaya (Zinnar) ve M. Emin Narozî tarafından neşre hazırlanmıştır. Bu yazarlar, baş tarafta Divan’ı latinize etmişler. Son kısmına’da Arap alfabesi ile yazılan Divan’ın orijinaline yer vermişler. Divanın bu baskısı Roja Nû yayınevi tarafından Stokholm’da 1987 tarihinde neşretmiştir. Divanın bu neşri 582 sayfadan ibarettir.

3. Faki-yi Tayran’dır (Feqîyê Teyran (1590-1660):



Hakkârili olan Faki-yi Tayran’ın Cizre’de Ahmed Cizîrî’den ders aldığı düşünülmektedir. Eserlerinde
özellikle Kürt folklorundan öğelerin ağırlıkta olduğu Faki-yi Tayran’ın Qevlê Hespê Reş (Siyah Atın Ölümü), Şêxê Senan (Senan Şeyhi) ve Qiseya Bersiyayî (Bersiyay’ın Öyküsü) adındaki eserleri en önemli yapıtlarıdır. Faki-yi Tayran’ın 17. yüzyılda Kürtler ile Safeviler arasında gerçekleşmiş olan Dimdim Savaşına dair eseri ise birçoğuna göre bu savaşın ilk edebî anlatısıdır ve bugün hâlen okunan epik bir eserdir.4 M. Xalid Sadinî, Feqi Tayran’ın hayatı ve eserlerini incelemiş, hayatı hakkında kapsamlı bilgiler vermiş. Divanı’ndaki şiirleri latinize ederek yayına hazırlamıştır. Bu eserin beşinci baskısı, Nûbihar yayınevi tarafından 2011 tarihinde İstanbul’da basılmıştır. Bu eser, toplam 44 sayfadır.

4. Şêx Şemseddînê Qutbê Exlatî yê Birîfkanî’n Divanı (öl.M.1674):

Bir Divanı mevcuttur. Bu Divanı, ilâhî aşk ve bazı tasavvufi konuları ihtiva etmektedir. Zahid Birîfkanî, bu eseri latinize etmiş ve eser Roja Nû yayınevi tarafından 2001 tarihinde Stokholm’da yayınlanmıştır. Eserin tamamı 94 sayfadır.

5. Ehmedê Xânî:


5.1. Ehmedê Xânî Nûbehâr’a Piçûkan Adlı Eseri (1094/1695): 1682-1683 yılları arasında “Nûbehâr’a Piçûkan” ismindeki kitabını telif etmiştir. Müellif, hacim olarak küçük olan bu eserini kürtçe olarak h.1094 tarihinde telif etmiştir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çok yaygın olan ve elden
ele dolaşan bir sözlüktür. Bu kitap üzerinde çok sayıda çalışma yapılmıştır:
a. Diyarbakırlı Ahmed el-Kuğî, Nûbahar sözlüğüne, “Gülzarâ Hemûkân” isminde bir şerh yazmıştır. Bu şerh “Nûbehâr” ile birlikte 2004 tarihinde İstanbul’da basılmış olup 90 sayfadır.
b. Mella Musa el-Celâlî el-Beyazîdî, “Feyzu’l-kadîr er-Rahmân şerhu kitaba Nûbehâra Piçûkan” isminde bir şerh yazmıştır. Şarih “Nûbehara piçûkan” ismindeki eseri Arapça olarak şerh etmiştir. Her dörtlükten önce bu dörtlüklerin manasını Arapça olarak vermiş ve daha sonra gerekli açıklamalarda bulunmuştur. Bu eser, Sembol yayınevi tarafından 2010 tarihinde İstanbul’da basılmıştır. Toplam 97 sayfadır.
c. Ehmedê Xanî’nin, m. 1682-1683 yılları arasında yazdığı “Nûbehârâ Piçûkan” ismiyle bilinen Kürtçe sözlük kitabını son olarak Prof. Dr. Kadri Yıldırım tercüme ve şerh etmiştir. Bu eser, 2008 tarihinde Avesta Yayınları tarafından Diyarbakır’da yayınlanmıştır. Eser toplam 382 sayfadan ibarettir. 6
5.2. Ehmedê Xanî’nin Mem û Zîn Adlı Eseri (1651-1707): Mem u Zîn (“Mem ve Zin”) isimli klasik, epik şiirini yazan Ehmedê Xanî, Kürt edebiyatı sahasında çok önemli bir rol oynamıştır. Genel kanıya göre; eserlerinde Kürt bağımsızlığından bahseden ilk Kürt şairi olmuştur. Şairin ünlü Mem u Zîn, adlı
eseri, iki aşığı konu eden bir mesnevidir ki Sufi öğeler de taşır.7 Bu eser muhtelif bilim adamları tarafından şerh ve tercüme edilmiştir:
a) Ehmedê Xanî, Mem û Zîn, bu eseri tercüme ve şerh edenlerin biri Jan Dost’tur. Şarih, önce eserin aslını latinize etmiş. Sonra her konuyla ilgili kasidenin sonuna lügatçe koymuş ve daha sonra kasideleri mevzun bir şekilde bugünkü Kürtçeye çevirmiştir. Bu şerh, 2010 tarihinde Avesta Yayınevi tarafından Diyarbakır’da basılmıştır. Toplam 725 sayfadır.b) Ehmedê Xanî, Mem û Zîn, Tercüme ve şerh eden bir diğer kişi Pervîz Cîhanî’dir Şarih önce eserin giriş kısmında bazı terimleri açıklamıştır. Daha sonra eserin beyitlerini latinize etmiş, devamında da her beytin sonuna lügatçe koymuş ve daha sonra beyitleri uzun bir şekilde bugünkü Kürtçe ile açıklamıştır. Bu şerh, 2010 tarihinde Nûbîhar Yayınevi tarafından İstanbul’da basılmıştır. Toplam 1048 sayfadır.
c) Ehmedê Xanî, Mem û Zîn, Eseri latinize edip ve Türkçeye çevirisini yapan bir diğer araştırmacı Namık Açıkgöz’dür. Bu araştırmacı, önce eserin giriş kısmında müellif hakkında bilgi vermiş, Xanî’nin eserlerini tanıtmıştır. Daha sonra eserin beyitlerini bir sayfada Arap alfabesi ile vermiştir. İkinci sayfada ise her beyti latinize etmiş ve karşısına beytin Türkçe tercümesini vermiştir. Bu şerh, 2012 tarihinde Kültür Bakanlığı tarafından Ankara’da basılmıştır. Bu baskı, toplam 215x2= 430 sayfadır.
5.3. Ehmedê Xanî’nin Divanı (1651-1707): Bu Divan, ilâhî aşk, peygamberimiz Hz. Muhammed’in vasıfları, dinî, ahlaki ve felsefî konuları içeren kasidelerden oluşmaktadır. Bu eseri büyük Kürt ‘âlimi Abdurrahman Dürre “ Şerha Divana Ehmedê Xanî, Felsefe û Jiyana Vî” ismi ile şerh etmiştir. Dürre
Hoca, Ehmedê Xanî’nin hayatı ve felsefesi hakkında gerekli açıklamaları yaptıktan sonra Divan’ındaki kasideleri latinize etmiş ve daha sonda bu kasidelerde geçen kelimeleri Kürtçe ve Tükçe olarak açıklamış ve en sonunda bu kasidelerin anlamını topluca vermiştir. Bu şerhin son kısmına Arap alfabesiyle yazılmış olan Divan’ın orijinal metnini vermiştir. Bu eserin ikinci baskısı 2002
tarihinde Avesta Yayınevi tarafından İstanbul’da yapılmıştır. Bu şerh toplam 570 sayfadan ibarettir.
5.4. Ehmedê Hânî’nin Akîdetu’l-îman Adlı Eseri: Bu eser imanın akaitlerine mevzun bir eserdir. Yazar bu eser telif etmiştir. Bu eseri defalarca basılmıştır. Ve bu eseri üzerinde bazı çalışmalar yapılmıştır. Mella Musa el- Celâlî el-Beyazidî’nin “Feyzu’l-kadîr el-mennân şerhu ‘akîdeti’l-îman”, Şarih bu eseri Arapça olarak şerh ve tercüme etmiştir. İkişer beyti önce Kürtçe vermiş, daha sonra Arapçaya tercüme etmiş. Ve en sonunda bu beyitler hakkında Arapça olarak topluca açıklama yapmıştır. Bu eser, Sembol Yayınevi tarafından 2010 tarihinde İstanbul’da basılmıştır. Eser toplam olarak 141 sayfadır.


6. İsma’îlê Beyazîdî Gulzâr Adlı Eseri (M.1655-1709): 

Bu zat, “Gülzâr” isminde Kürtçe-Arapça-Farsça bir sözlük yazmıştır. Bu zat M. 1709 yılında vefat etmiş ve Beyazıt’ta defnedilmiştir.

7. Mella Ehmedê (Hüseyni) Bateyî’nin Mewlûda Nebiî Adlı Eseri (öl. 1755): 

Bu zat, “Mevlûda Nebî” isminde bir eser yazmıştır. Bu eser, peygamberimiz hakkında Kürtçe yazılmış ilk mevzun bir siyer kitabı mahiyetindedir. Bu eser, hala ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelinde ve Kürtlerin yaşadığı diğer bölgelerde Mevlit merasimlerinde okutulmaktadır. Bu
mevlidin orijinalı toplam 158 sayfadır. 10 Bu mevlid üzerinde birkaç çalışma yapılmıştır:
a. Mella Ehmedê (Hüseyni) Bateyî‘nin bu Mevlid’i, Molla Abdulbasit Muhammed Abdussamed b. Molla Muhammed Tâhir el-Âmedî (Diyarbakırlı) tarafından tahkik edilmiş. Mevlid’in “Giriş” kısmında, eser ve müellifi hakkında 30 sayfalık bir açıklama yapılmıştır. Ayrıca her sayfanın altında dipnotta anlaşılmayan bazı kelimeler, günümüz Kürtçesi ile açıklanmıştır. Mevlid’in orijinal
metninin tamamı harekelendirilmiştir. Bu şerh Nûbihar yayınevi tarafından 2012 tarihinde İstanbul’da basılmıştır.
b. Mella Musa el-Celâlî el-Beyazîdî, “Feyzu’l-kadîr el-mübdî şerhu’l-Mevlid” ismindeki şerhinde Ahmedê Bateyî’nin “Mevlidi”ni Arapçaya çevirmiş ve kelime kelime açıklamalarda bulunmuştur. Bu şerh, Sembol Yayınevi tarafından 2010 yılında İstanbul’da basılmıştır. Toplam 268 sayfadır.
c. Mella Nûrüllah el-Heyûtî el-Godîşkî, “Sehlu’l- mevrid fî şerhi’l-Mevlid” ismindeki şerhinde Ahmedê Bateyî’nin “Mevlid” ini Arapçaya çevirmiş ve kelime kelime açıklamalarda bulunmuştur. Bu şerh el yazısı ile yazılmış halde Sembol Yayınevi tarafından 2010 tarihinde İstanbul’da basılmıştır. Şerh, toplam 259 sayfadır.  Mela Huseynê Bateyî Jiyan, Berhem û Helbestên Vî Adlı Eseri (öl. 1755): Yazar eserlerini Arap alfabesiyle ve Kürtçe olarak yazmıştır. M. Xalid Sadinî, yazarın hayatı hakkında detaylı bilgiler vermiş ve bütün eserlerini bir araya getirerek yayına hazırlamıştır. Yazarın eserleri içinde Kürtçe Mevlid’in hem orijinalini hem de latînize edilmiş şekliyle birlikte diğer kasidelerini de latînize etmiştir. Bu eser, Nûbihar Yayınevi tarafından 2010 tarihinde
İstanbul’da basılmıştır. Eser, aslı ile birlikte toplam 248+39= 287 sayfadır. Yusuf Ziyaeddin Paşa’nın “el-Hediyyetü’l-Hamidiyye fî’lluğati’l- Kürdiyye” Adlı Eseri (öl.1818): isminde Kürtçe-Arapça bir sözlük yazmıştır. Eserin orijinali, toplam 240+56 = 296 sayfadır. Bu eser Muhammed Muqrî tarafından tahkik edilerek 1975 yılında Beyrut’ta basılmıştır.11 Bu eser, büyük âlim ve üstat Mehmet Emin Bozarslan tarafından Türkçeye tercüme edilmiş ve Latin Alfabesiyle Kürtçe-Türkçe Sözlük ismiyle Çıra Yayınevi tarafından 1978 tarihinde İstanbul’da basılmıştır. Bu tercüme toplam 405 sayfadır.

10. Mevlana Hâlid-i Bağdadî’nin Divanı (öl. 1827):

 Bu eser, ilk defa Sadreddin Yüksel tarafından Türkçe’ye çevirildi ve 1982 tarihinde Sabah Gazetesi yayınları arasında çıktı. Ayrıca Abdulcebbar Kavak, bu eseri 2010 yılında Ensar yayınları arasında neşretti. Son olarak emekli subay Süleyman Kuku tarafından mevzun bir şekilde Türkçeye tercüme edilmiş ve 2010 yılında Damra yayınevi tarafından İstanbul’da basılmıştır. Eserin bu baskısı, 148 sayfadan ibarettir.

11. Mella Xalîl el-Es’ardî’nin “Nehcü’l-enâm”Adlı Eseri (öl. M.1843): 

Akaidle ilgili Kürtçe mevzun bir eserdir. Bu eser, şark medreselerinde okutularak ezberlenmiştir. Bu eserin baskısı defalarca yapılmıştır.14 Abdurrahman Adak, 2009 tarihinde “Mukaddime Dergisi’nin birinci sayısında bu eser ve şairin diğer eserleri hakkında bir makale yazmıştır. Ayrıca bu eser
üzerinde diğer bazı çalışmalar yapılmıştır: Mella Musa el-Celâlî el-Beyâzîdî, “Feyzu’l-kadîr el-‘Allâm şerhu Nehci’l-enâm” isminde bir şerh telif etmiştir. Şarih “Nehcü’l-enâm” ismindeki eseri Arapça olarak şerh etmiştir. Her dörtlükten sonra bu dörtlüklerin manasını Arapça olarak vermiş ve daha sonra gerekli açıklamalarda bulunmuştur. Bu eser, Sembol yayınevi tarafından 2010 tarihinde
İstanbul’da basılmıştır. Bu şerh, toplam 228 sayfadan ibarettir.

12. Haci Qadirê Koyî’nin Divanı (1817/1896): 

Bu yazar, Koy bölgesinin güneyinde yaşayan Zengene aşiretine mensuptur. M. 1817 yılında Kor Karc
köyünde doğdu. “Divan’ı, Müellif bu Divanında ilahî aşkı, Hz. Muhammed ile ilgili methiyeleri ve millî duyguları uyandıran muhtelif konuları mevzun bir şekilde nazmetmiştir. Eğitim amacıyla İstanbul’a gitmiş, burada Kürtlerin önde gelenlerinden Bedirhan Paşa’nın çocuklarına hocalık yapmış. Şiirleri ile millî duyguyu uyandıran coşku nedeniyle Kürt kökenli bilginler arasında şöhret kazanmıştır. Uzmanlar tarafından Modern Kürt Edebiyatı’nın ilk temsilcisi olarak kabul edilmektedir. Abdurrahman Said Bey kaybolan Divanından bulabildiği şiirlerini toplamış ve bunları 1925 tarihinde Bağdat’taki Darülselam matbaasında basımını gerçekleştirmiştir. Ayrıca bu Divan 1969 tarihinde Mukrîyanî tarafından neşre hazırlanmış ve Hevlêr’de basılmıştır. Bu eser, ikinci kez Nevzad
Hirorî tarafından latinize edilerek Arif Zêrevan editörlüğünde 2004 tarihinde İsveç’te Nefel yayınevi tarafından basılmıştır. (Toplam 162 sayfadır)



KAYNAK:Bingöl Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Dergisi Yıl:1, Cilt:1, Sayı:1,
 Ocak 2015, ss. 67-81

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sîsa Mecîd - memed kani